Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası 51. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda konuşma yaptı. Ekonomi programının olumlu gittiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Döviz rezervlerimiz artıyor, 156 milyar dolara çıktı’ dedi. Enflasyonun dizginlenmeye başladığını belirten Erdoğan, mali disiplinden taviz verilmeyeceğini belirtti. Erdoğan, ‘Yıllık enflasyon son 4 ayda yüzde 26,1 puan geriledi. Henüz yeterli seviyede değil, daha da gerilecek.. Biraz daha sabredip neticesini göreceğiz.’ şeklinde konuştu. Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’nın kıymetli mensupları, iş dünyamızın değerli temsilcileri, değerli sanayicilerimiz, hanımefendiler, beyefendiler, sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Sendikamızın 51. Genel Kurulu’nun sendikamız, iş dünyamız ve tüm dünya için, aynı zamanda dünya ile yarışan ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sendikamız vasıtasıyla metal sanayicilerimize önemli hizmetleri olan Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol’u ve yönetimini tebrik ediyor, başarılarının devamını temenni ediyorum. Türkiye Metal Sanayicileri Sendikamız 14 Ekim’de 65. kuruluş yıl dönümünü geride bıraktı. O günden bugüne metal iş kolunda faaliyet gösteren işverenlerimiz Türkiye’nin sanayi atılımlarında her zaman öncü roller üstlendi. Sanayi ihracatımızın yüzde 40’ını gerçekleştiren otomotiv sanayisi, demir çelik, dayanıklı tüketim gibi sektörlerle üretimin lokomotifi olan 264 üye şirket sendikamızın çatısı altında yer alıyor. Üyeleri ve oluşturduğu ekosistem ile MESS 1 milyon kişiye istihdam imkanı sağlıyor. Sadece üretim, istihdam ve ihracat boyutuyla değil MESS üyelerimiz burs programıyla da nitelikli insan kaynağımızın yetişmesine katkı sağlıyor. Mesleki eğitim alanında 50 bin bursiyere ulaşarak eğitime destek veren sendikamız bu sosyal sorumluluk projelerinden dolayı kendilerini ayrıca kutluyorum. Her zaman söylediğim gibi insana yapılan yatırım bir ülkenin geleceğine yapılmış en büyük, en kalıcı yatırımdır. Küresel ekonominin son 5 yıldır içinde bulunduğu sancılı ve fırtınalı süreci sizler zaten biliyorsunuz. Koronavirüs salgını ve jeopolitik gerilimler tedarik zincirlerinde kırılmalara yol açtı. Enerji ve gıda fiyatlarında keskin artışlara sebep oldu. Küresel büyüme bu tür şoklara görece dayanıklı olsa da bazı bölgelerde büyüme oldukça zayıf bir performans gösterdi. Bölgemizdeki krizlerin de bu belirsizlik iklimini derinleştirdiğini görüyoruz. Bölgesinin istikrar adası ve yükselen yıldızı olan Türkiye, etrafındaki ateş çemberine rağmen üretim kabiliyetleri, güçlü altyapısı, nitelikli insan kaynağı, küresel entegrasyonuyla adından daha fazla söz ettiriyor. 6 Şubat depremlerinin yol açtığı ilave 104 milyar dolarlık faturaya rağmen vatandaşlarımızın refahını kalıcı olarak artırma hedefi ile uyguladığımız ekonomi programımızın olumlu etkilerini görmeye başladık. Son 1,5 yıldır makro dengesizlikleri gidermek adına büyük bir mesafe kat ettik. Hamdolsun başarılı da olduk. Ağustos’ta 4,3 milyar dolar ile 5 yılın aylık en yüksek cari fazlasını verdik ve yıllık cari açığımız 11 milyar dolara geriledi. Böylece 2023 Mayıs ayına göre yıllık cari açıktaki düşüş 44 milyar doların üzerinde gerçekleşti. Rezervlerimiz artmaya devam ediyor. Merkez Bankası brüt rezervleri 156 milyar dolarla rekor seviyeye ulaştı. Eylül itibarıyla yıllık ihracatımız 260 milyar doların üzerine çıktı. İş gücü piyasası sizlerin de desteğiyle oldukça iyi gidiyor. Bu yılın ilk 8 ayında istihdam artışı 654 bin kişi oldu ve işsizlik oranı yüzde 8,5 olarak gerçekleşti. İstihdam sayımız aynı dönemde 78 bin kişi artarak 32 milyon 776 bin kişi, istihdam oranı ise 0,1 puan artarak yüzde 49,7 oldu. Yılbaşından bugüne geçen 8 aylık süreçte 650 binin üzerinde bir istihdam artışı sağladık. 2005 yılından bugüne 13,5 milyon kişiye istihdam oluşturduk. Gençler ve kadınların çalışma hayatındaki konumlarını güçlendirmeye biliyorsunuz öncelik veriyoruz. Son yıllarda esnaf, tüccar, sanayici dahil işverenlerimizin en çok şikayet ettiği hususların başında çalıştıracak personel bulamamak geliyor. Bilhassa emek yoğun iş kollarında ara eleman sıkıntısı yaşanıyor. İş gücü arzının yeterli olmadığı durumlarda tüm dünya gibi uluslararası iş gücünün tamamlayıcı rolünden istifade ediyoruz. Çalışanın, üretenin, ihracat yapanın özellikle yanında olmaya devam edeceğiz. İşsizliği azaltmayı, istihdamı artırmayı, iş gücü piyasasında kayıt dışılığı önlemeyi amaçlayan istihdamı destekleyici politikalarımız sürecektir. Ekonomi programımızın önceliği olan enflasyonla mücadelede hamdolsun kayda değer mesafe aldık. Ekmeğimize, soframıza, alın terimize, dişimizden tırnağımızdan ayırarak bir tarafa koyduğumuz birikimimize musallat olan enflasyon yavaş yavaş dizginlenmeye başladı. Yıllık enflasyon son 4 ayda 26,1 puan geriledi. Yeterli mi? Değil. Yeterli olmadığının biz de farkındayız. İnşallah biraz daha sabredecek ve çok daha güzel neticeleri göreceğiz. Şuraya dikkatinizi özellikle çekmek istiyorum. Ekonomi programımız asla tek ayaklı değildir. Yani sadece enflasyon odaklı, mali sıkılaştırma odaklı bir anlayışla hareket etmiyoruz. Para, maliye ve gelirler politikasını tam bir eşgüdüm içinde yürütüyoruz. Mali disiplinden asla taviz vermiyoruz. Deprem harcamaları dışındaki tüm harcamalarda tasarruf bilincini ön planda tutuyoruz. Artık sırada yapısal reformlarda mesafe kat etmek var. Verimliliği ve rekabet gücümüzü artıracak reformları zaman kaybetmeden hayata geçireceğiz. Sanayimizi dönüştürme konusunda kararlıyız. Siz sanayicilerimizle yeni projelere, üretken ve verimli yatırımlara imza atmak istiyoruz. İzleyeceğimiz aktif sanayi politikalarıyla reel sektörümüzün gerekli sıçramayı yapmasını sağlayacağız. Ayrıca sanayinin yer ve lojistik ihtiyaçlarını da karşılayacağız. Planlı sanayi alanlarını genişletecek, endüstri bölgeleri ve organize sanayisi ile ilgili demiryolu ve liman bağlantılarıyla güçlenmeye ve güçlendirmeye devam edeceğiz. Kıymetli dostlar, Türkiye’yi kalkındırma mücadelemizde 22 yıl boyunca pek çok engelle, çok çeşitli zorluklarla karşılaştık. Biz köprü, yol, havalimanı, baraj, fabrika…
KAYNAK
Zerrin Turan, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi bölümünü tamamlayarak süt ürünleri üretim süreçlerinin iyileştirilmesi üzerine uzmanlaştı. Mezuniyet sonrasında Ankara’daki çeşitli süt fabrikalarında kalite kontrol uzmanı olarak çalıştı ve ürün kalitesini artırmaya yönelik projelere liderlik etti. Zerrin, ileride süt teknolojisi alanında daha ileri düzeyde araştırmalar yapmayı ve akademik kariyerine devam etmeyi planlıyor.