“Yenidoğan” sağlıklı bebeklerin “ölümüne” ya da ölmek üzere olan bebeklerin ailelerinden daha fazla para almak için zorla “yaşatan” çete hakkında iddianame hazırlandı. Hazırlanan iddianamede Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan müfettiş raporu da yer aldı. Raporda bir bebeğin yeterli beslenmediği için öldüğü, kalbi duran bir “bebek” için ise hemşirenin telefonla arayıp çağırdığı doktorun, “canlandırmaya gerek yok” dediği anlatıldı. Raporda bebek için, “Pasif ötenazi uygulanmış” yorumu yapıldı.

Yeni doğan bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan çete hakkında iddianame hazırlandı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 10 bebek maktul olarak yer aldı. 47 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede 5 kişi ise müşteki olarak yer aldı.

Soruşturma aşamasında Sağlık Bakanlığı müfettişleri tarafından hazırlanan “Uzman Görüşü” raporu da iddianamede yer aldı. Soruşturmaya konu olan hastanelerde ölen bebeklerin dosyalarının tek tek incelendiği raporda çarpıcı detaylara yer verildi. Raporda Ayaz K. isimli bebeğin 26 Kasım 2023 tarihinde bir devlet hastanesinde doğduğu, ilk aşamada sağlıklı olan bebekte kalp yetmezliği geliştiği için özel bir hastaneye sevk edildiği anlatıldı. Bebeğin sevk edildiği özel hastanenin yoğun bakımının da yetersiz olduğu belirtilen raporda, “Genel durumu ve solunum sıkıntısı artarak devam eden bebeğe ellerinde devre olmadığı için entübasyon gecikmeli olarak yapılıyor” denildi.

Bebeğe sadece şüpheli hemşire Çağla Durmuş’un müdahale ettiği anlatılan raporda, “O sırada hastanede olması gereken doktor Dursun Eryılmaz hastanede yok. Hasta 24’üncü saatinde ex oluyor. Hasta devre yokluğu ile geç entübe edildiği için değil metabolik hastalığının erken teşhis ve tedavi edilememesinden dolayı kaybedilmiştir. Sadece öldükten sonra amonyak düzeyi çalışılmıştır” ifadeleri yer aldı.

Raporda ayrıca hasta yönetimini doktor yerine hemşireye bıraktığı ve solunum cihazını temin etmediği için özel hastanenin yöneticilerinin de bebeğin ölümünden sorumlu oldukları belirtildi. Bebeğin doğduğu devlet hastanesinin de değerlendirilmesi gerektiği belirtilen raporda, “Tanı ve tedavi imkanı olabilecek bir hastayı sevk edenlerin tekrar değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz” ifadeleri yer aldı.

Erken doğan bebek Kaya olarak raporda yer alan bebeğin ise öldüğü gece hastanede yeni doğan hemşiresi bile olmadığı sadece bir hemşire yardımcısının olduğu belirtildi. Bebeğin 500 gram ve 27 haftalık doğduğu anlatılan raporda, “İleri derecede prematüre bebekler 3. Düzey yoğun bakımlarında yeni doğan hekimi tarafından takip edilmelidir. Hastane denetiminde yeni doğan yoğun bakım servisinin 3. Düzey olmadığı, hastanın 3 günlük izlenimin ve eksitus sürecindeki takip ve tedavisinin hemşireler tarafından yapıldığı saptanmıştır” denildi.

Doğumundan 4 gün sonra hayatını kaybeden Havvanur bebeğin ise ölüm raporunun bilerek yanlış yazıldığı tespit edildi. Doktor İlker Gönen’in olayı örtbas etmek için ex saatinin değiştirildiği ve ölüm sebebinin de yanlış yazıldığı anlatılan raporda, “Ex olduğunda 200 gram olan bebek kısa bağırsak olduğu için değil, beslenmesinde yeterli enerji, protein, fosfor desteği alamadığı için malnütrisyona girdiği tespit edilmiştir” denildi.

Kerem bebeğin ise yoğun bakımda olduğu sırada kalbi durduğu, uygun şekil ve sürede canlandırma yapılmadığı anlatılan raporda, “Hemşirenin telefonda konuştuğu doktor İlker (Hastane dışında) hastaya canlandırma uygulamasına gerek olmadığı, hasta dosyasına 20 dakika canlandırma uygulanmış gibi göstermesinin yeterli olacağı ifade etmiş. Sahte dosya düzenlenmesini istemiş. Hastaya pasif ötenazi uygulanmış” denildi.

Raporun genel kanaat kısmında ise, “Teorikte çocuk hekiminin, pratikte ise hemşirenin izlemine bırakılan yüzde 90 yeni doğan bebeğin hayat hakları ellerinden alınmıştır. Değişiklik yapılmadan bu olayların tekrar ve tekrar yaşanacağı kanaatindeyiz” denildi.

Doktor yokluğundan bir hemşire yardımcısının müdahale etmek zorunda kaldığı ve bebeğin hayatını kaybetmesine ilişkin bir telefon tapesi de iddianamede yer aldı. İki farklı hemşirenin arasında geçen telefon görüşmesi kan dondurdu.

Hakan Doğukan Taşçı: Kanka yazık ya çocuk gözümün önünde öldü
Hüseyin Günerhan: Ne oldu ki nesi varmış?
Hakan Doğukan Taşçı: 28 haftalık. Hoca demiş ki, kayarsa tüpünü çek yaşamaz bu demiş
Hüseyin Günerhan: Şaka mı yapıyorsun ya hiçbir şey yapmamışlar ölsün demişler
Hakan Doğukan Taşçı: Hiçbir şey yapmamışlar çocuğun nabzı 40 satürasyonu 50 şimdiye kadar hiçbir şey yapmamışlar iki gündür öyle yatıyormuş orada.

İŞTE İDDİANAMEDE GEÇEN HASTANELER

Şüpheli Fırat Sarı’nın elebaşısı olduğu suç örgütünün Akabe Sağlık Tesisleri AŞ’ye ait özel Avcılar Hospital Hastanesi, Özel İstanbul Şafak Sağlık Hizmetleri AŞ’ye ait Özel Avrupa Şafak Hastanesi ve Özel İstanbul Şafak Hastanesi, Medilife Sağlık Hizmetleri ve Yonca Sağlık Hizmetlerine bağlı Özel Bağcılar Medilife Hastanesi ve Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Refik Arslan AŞ’ye bağlı Özel Bağcılar Şafak Hastanesi, Beymed AŞ’ye ait Özel Birinci Hastanesi, Doğamed AŞ’ye ait Özel Doğa Hospital Hastanesi, Reyap AŞ’ye ait Özel Reyap İstanbul Hastanesi ve Çorlu Reyap Hastanesi, Ekip Sağlık AŞ’ye ait Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Esenler Güney Hastanesi ve Silivri Kolan Hastanesi’nin yenidoğan yoğun bakım ünitelerini kiralayarak işletmesini devraldığı ve söz konusu hastanelerden tamamında doktorlar yerine hemşirelerin sağlık hizmeti sunduğu aktarıldı.

SAĞLIK BAKANLIĞI’NDAN AÇIKLAMA: HUKUKİ YAPTIRIM SÜREÇLERİ DEVREYE ALINDI

Sağlık Bakanlığı’ndan ‘Yenidoğan çetesi’yle ilgili yapılan açıklamada, “Sağlık Bakanlığımız tarafından söz konusu hastanelerin faaliyetleri hakkında başlatılan inceleme sonucu hukuki yaptırım süreçleri devreye alınmıştır.” denildi.

2 HASTANENİN FAALİYETLERİ ASKIYA ALINDI

İstanbul’da, 112 Acil Çağrı Merkezi’nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden olan ve haksız kazanç elde eden çeteye ilişkin iddianamede yer alan 2 hastanenin faaliyetleri askıya alındı.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca 22’si tutuklu 47 şüphelinin yer aldığı “Yenidoğan çetesi” hakkındaki iddianamede, “malen sorumlu” sıfatıyla yer alan 19 özel hastaneden ikisinin faaliyetlerinin askıya alındığı ortaya çıktı.

Anadolu Ajansı (AA) ekibinin görüntülediği söz konusu hastanelerden Bağcılar Özel Şafak Hastanesi’nin eylül, Medilife Sağlık Hizmetleri Hastanesi’nin ise mayıs ayından beri faaliyet yapmadığı öğrenildi.

Bağcılar Özel Şafak Hastanesi’nin camında el yazısıyla “Hastane kapalıdır” şeklinde bilginin yer aldığı, hastanenin kapı girişinin ise iki dubayla bağlanıp kapatıldığı gözlendi.

İki hastanenin güvenlik kulübesinde de kimsenin görev yapmaması ve boş olması dikkati çekti.


KAYNAK

FacebookMastodonEmailShare